Panelde yaptığı konuşmada yapay zekanın yalnızca bir verimlilik aracı olarak değil, savunma sanayii başta olmak üzere pek çok sektörde dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Ata, üniversitelerle kurulacak stratejik iş birliklerinin kritik rolüne dikkat çekti. “Yapay zekayı yalnızca kullanan değil, onu geliştiren bir ülke olmalıyız” diyen Ata, bu dönüşümün temel bilimler ve genç yeteneklerle mümkün olacağını belirtti.
Ata, savunma sanayii ve akademi dünyası arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, aday mühendis programları, yarışmalar ve saha uygulamaları ile üniversite öğrencilerinin erken aşamada sektöre kazandırılmasının önemine değindi. “Üniversitelerimiz sadece mezun değil, kritik teknolojilere hâkim bireyler yetiştirmeli” sözleriyle eğitimin sektörle entegre olmasının altını çizdi.
Konuşmasında yerli ve milli üretimin yalnızca bir ürün geliştirme süreci olmadığını, bu yaklaşımın temel bilimlerin teknolojiye dönüşümünü mümkün kıldığını vurgulayan Ata, “Bu bir zihinsel dönüşümdür. Hayali ürüne dönüştürmek ve onu dünya standartlarında rekabetçi kılmak, sürdürülebilir bir teknoloji ekosisteminin temelidir” dedi.
Ata ayrıca, Türkiye’nin genç nüfus avantajına sahip olduğunu ancak bu potansiyelin sanayi ve teknoloji alanlarına daha fazla kanalize edilmesi gerektiğini ifade etti. Dijitalleşme ve otomasyonun, insan kaynağını tamamlayıcı bir unsur olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Ata, genç istihdamın artırılmasıyla birlikte sanayide yeni bir sıçrama yaratılabileceğine dikkat çekti.
Panelde savunma sanayiinin son 10 yılda kazandığı ivmeye de değinen Enis Ata, Altınay Savunma olarak KAAN, HÜRJET ve HÜRKUŞ gibi milli platformlara geliştirdikleri alt sistemlerin yalnızca ürün bazlı değil, bilgi birikimi ve mühendislik kabiliyeti açısından da değer ürettiğini belirtti.